Ana Sayfa Turizm Memiş Ağa Konağı Mimarisi

Memiş Ağa Konağı Mimarisi

0

Memiş Ağa Konağı - Sürmene / TRABZON

Memiş Ağa Konağı, Trabzon’a gelen birçok araştırmacının ilgisini çekmiştir. Konak, dış görünüşüyle güçlü ve ihtişamlı bir yönetici binası hissi vermektedir. Doğu Karadeniz’de Trabzon ve özellikle Rize çevresinde, ağalık niteliği taşımayan kişilerin bile, bu konaktan daha büyük evleri olduğu bilinmektedir. Ancak Memiş Ağa konağı taş duvarları, yerden yüksek üst yaşam katı ve konumu ile hem “kale ev” hem de bir yönetim binası niteliğindedir. Bu görüş, Memiş Ağa’nın çeşitli yöneticilerle burada toplantılar yaptığını, talimatlarını buradan verdiğini, hatta zemin katta bulunan zindanda da cezalandırılmış kişilerin tutulduğu yönünde anlatılanlarla da doğrular niteliktedir.

Sırtını Sürmene dağlarına veren, yüksek bir yamaçtaki Memiş Ağa Konağı, giriş kapısı ve çehresi denize yönelik olup, yapının sağ ve sol tarafından da iki giriş kapısı mevcuttur.

2020 mayıs ayı içerisinde bu yazımız için yaptığımız ziyaret sırasında konak kapalı olmasından ötürü iç çekim gerçekleştiremedik. Şimdilik bina dış tasarımı ile ilgili fotoğrafları paylaşıyoruz. Fakat ilerleyen süreçte konağın açılmasıyla birlikte gerekli fotoğraflamaları da yaparak sizlerle paylaşacağız.

MEMİŞ AĞA KONAĞI İÇ YAPISI

İki katlı kargir evin birinci katı muntazam yontma taş işlemecilik örneğidir. Dışa çok fazla sarkan saçakların yardımıyla cepheler yağmurdan etkilenmiyor. Doğu Karadeniz Bölgesi taş ve özellikle ahşap işçiliği ile ünlü olduğundan, kapı kanatları ve tavanlar ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini sergilemektedir. Zengin bir ağaç işi bezemesine sahip olan konağın kapı kanatları, pencere parmaklıkları görülmeye değer güzelliktedir. Özellikle sofanın tavanı, oda kapıları, selamlığı, döner tavanı Trabzon yöresindeki en gelişmiş ve ince oyulmuş ağaç işçiliğini göstermektedir. Buradaki geometrik ve bitkisel kompozisyonlar karışarak oldukça ilgi çekici bir görüntü vermektedir.

ZEMİN KAT

Konaktaki asıl yaşam birinci katta olup, buraya üzeri kapaklı düz bir merdivenle çıkılmaktadır. Kuzeydeki sofanın sağ ve solundaki odalar selamlığa, güneydeki iki oda ise hareme aittir. 18 yüzyılda yapıldığı düşünülen binanın üst katındaki batı odasının ortasında bir mil etrafında dönebilen bir parça vardır ki; bu vantilatör ve rüzgâr gülü vazifesini görmektedir. Yani tavanın tam ortasında, çevresiyle aynı süslere sahip yaklaşık 35 cm’lik yuvarlak bu bölüm, çatı dışına çıkan ve rüzgârla dönen bu mil sayesinde hareket edebilmektedir. Tavanın bu özelliğinden dolayı Memiş Ağa Konağı halk arasında ”Döner tavanlı konak” olarak da anılmaktadır. Konak, aynı zamanda yörede hüküm süren ve etkili olan bir ağa evinin tüm özelliklerine sahiptir. Büyük ve farklı görünüşüne karşın, Sürmene köy evlerinin yapı ve plan geleneklerine de uygun tasarlanmıştır. Tek farkı, oda ve mekânlarının iki kat düzeniyle olmasıdır.

Zemin katta aşhane bölümü diye isimlendirilen mutfak, kiler ve kemerli ocakları yer alır. Memiş Ağa Konağı zemin katında üç kapısı bulunur. Bunlardan ikisi doğu ve batı cephelerinde karşılıklı olarak yer alır. Biri de kuzey cephesinde, denize bakan yöndedir. Karşılıklı kapılardan girildiğinde birer küçük giriş mekânından sonra, zemin katın güney yarısını kaplayan aşhaneye geçilir. Aşhane, sıkı toprak zeminli ve büyük bir odadır. Güney yönünde bir kemerle geçilen, yüksek ve geniş bacalı bir “ocaklık” yer alır. Yukarıdan sarkan kalın bir zincir, belli ki zamanında nice büyük yemek kazanlarını taşımıştır. Aşhanenin her iki yanında, küçük odalar da yerleştirilmiştir. Bunlar, hizmetçi ve görevli odaları diye tarif ediliyor. Bununla birlikte zemin katın kuzey tarafına, atlar için ahır ve bu işleve yardımcı odalar konumlanmış. Buraya giriş kuzey kapıdandır.

BİRİNCİ KAT

Memiş Ağa Konağı üst katına çıkış, doğu kapısından girer girmez yükselen dik merdivendendir. Merdivenin üst başına çok süslü bir korkuluk ve baba direği yerleştirilmiştir. Üst döşemede merdiveni kapatarak alt katla ilişkiyi kesen bir de kapak vardır. Burası, 36 m2 civarı, oldukça geniş ve aydınlık bir sofadır. Denize bakan pencereleri ve yüksek tavanıyla, belli ki burada zamanında kalabalık toplantılar yapılmaktaydı.

Kuzey doğu ve kuzey batı köşelerinde yapımında süslemelerin yer aldığı iki oda vardır. Bunlardan batıdaki “başoda”, önemli konukların ağırlandığı, sohbetlerin yapıldığı bir tür konuk odasıdır. Oymalı taş şömine yaşmağı, şöminenin her iki yanında oyma süslerle bezeli taş dolap ve gözler, duvarların tavana yakın bölümündeki renkli resimler ve nihayet tavanda geometrik bölümlenmeler içinde boyalı ahşap kabartma süsler, ev sahibinin gücünü ve özenini ortaya koymuştur. Başoda’nın güney bitişiğine, sofadan bir kapıyla girilen el yıkama yeri ve tuvalet yerleştirilmiştir.

Güney doğu köşedeki oda ise daha sade süslerle bezenmiştir. Süslemeler tavanda ve renkli resimler şeklinde duvardadır. Bu odada kadınların toplandığı tahmin ediliyor. Sofanın güney duvarındaysa üç kapı var. Bunlardan ortada olan, güney yönünde uzanan bir koridora açılıyor. Diğer iki kapı ise sofadan geçilen ve bu koridorun her iki tarafına rastlayan odalara açılmaktadır. Sekileri, şömine ve dolaplarıyla hem gündüz hem de gece yaşantısına hizmet edecek şekilde tasarlanmıştır. Ancak, ikişer küçük pencereleriyle oldukça karanlık olan bu odalar, daha çok kışın ve yatmak için kullanıldıkları izlenimi vermektedir.

Koridorun güneye ucu, doğu batı yönünde daha kısa bir koridorla (T) şeklinde kesilmiştir. Kısa koridorun doğu ve batı ucuna birer oda daha yerleştirilmiştir. Her iki odada da, ikisi güneye açılan üçer pencere vardır. İçeriye dolan güney ışığıyla daha aydınlık olan bu odaların, özellikle güneş etkisiyle iyi ısındığı tahmin ediliyor. Oymalı dolapları, şömine ve şekileriyle burası kadın ve çocukların yaşadığı harem mekânı olsa gerektir. Güney yöne bakan her iki odanın arasına, birkaç basamakla çıkılan küçük bir banyo da yerleştirilmiştir.

YORUM YOK

FİKRİNİZİ BİZİMLE PAYLAŞIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version